İlkbahar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İlkbahar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Eylül 2017 Pazartesi

Creed Royal Mayfair





Cikis Yili: 2015
Ust nota: Cin, lime, çam
Orta nota: Gül
Dip nota: Portakal, sedir, okaliptus

  Creed markasinin parfumlerini unlu kullanicilariyla, veya kanitlanmasi guc tarihi referanslarla pazarladigi bilinen bir gercek.


  Bu parfumun aciklanan tarihi gelisimi, 1936 yilinda Ingiltere Krali, Windsor Duku Kral 8. Edward icin kokunun ozel olarak yapildigi, daha sonra da 2009 yilinda limitli versiyon olarak cikardigi Windsor isimli parfumunun tekrar uretimi oldugu seklinde. 

  Windsor’un yapildigi malzemeler de 81 ilden toprak getirme misali, Ingiltere’den cin, Iskocya’dan çam agaci, Kanada’dan sedir, Jamaika’dan lime gibi Britanya hukmundeki yerlerden gelme urunler. Tabi bunlarin pazarlama guzellemesi oldugunu unutmamak gerekiyor.


  Windsor’un piyasaya tekrar cikacagi acikladiginda parfumseverler arasinda buyuk bir sevinc dalgasi olusmustu. Kendisini zamaninda bir Basenotes splitinden edinmistim, gercekten kendine munhasir, lezzetli bir parfumdu.
  


  Royal Mayfair’in farki, Windsor’da okaliptos, gül ve naftalinvari bir koku veren kafur kullanimi biraz kisilmis. Geri kalani hemen hemen ayni. Daha guzel demeyecegim ama daha kullanilir bir parfum.

  Ilk sikildiginda mini bir naftalin etkisi hissediliyor. Acikcasi parfumun tek sevmedigim yani bu. Ben kafurdan oldugunu dusunuyorum ancak aciklanan notalarda yok. Bu ust notadaki saldiri, çam igneleri-çam recinesi gibi bir kokuya da sahip. Sukur ki bu etki kisa suruyor. Yani ozetlersem, bence Royal Mayfair’in ozellikle ilk 5-10 dakikasina hakim olan tarafi, parfumun en begenmedigim yani.


  Bu on dakikadan sonra koku yumusamaya ve arkada minik bir gul etkisiyle birlikte, cin-fizz kokusuna benzemeye basliyor, bu kisim parfumun en kaliteli yeri. Gercekten klas, ve biraz eski bir havasi var. Cin dedigi etkiyi tabi ki ardic ile veriyor. Ben bu parfumden pek gul alamiyorum, ancak batch muhabbetlerine girmek hic istemiyorum, Creedlerin en kafa karistiran yani bu. Gülden ziyade, nemli, topraksi bir sumbulteber etkisi hissediyorum.




  Diplerde Creed imzasi ambergris bu sefer yok, zaten bu gercekten farkli bir Creed parfumu. Kokunun eski havasini basariyla devam ettiren okaliptusu hissedebiliyorsunuz fakat baslardaki keskin soktan sonra Royal Mayfair tenden ucana kadar pek fazla degisim gostermiyor.







  Bu parfumu yorumlarken cok gittim geldim, dusuncelerim bir o yana bir bu yana gitti  fakat nihayetinde, olmasa da olur, fiyatini hak etmeyen, ancak kokusunu begenenin imza parfumu olabilecek ilginc bir koku oldugunu soyleyebilirim. Royal Mayfair erkege yakin unisex, ofis ve bahar aylari kullanimina uygun.


Koku: 7 Kalicilik: 7 Farkedilirlik :7 Genele hitap: 6

15 Eylül 2014 Pazartesi

Histoires de Parfums 1725





Çıkış Yılı: 2012
Tasarım: Gérald Ghislain

Üst nota: Bergamot, Greyfurt, Meyankökü
Orta Nota: Lavanta, Yıldız anason
Dip nota: Vanilya, Badem, Sandalağacı, Amber


En sevdiğim niş markalardan olan Histoires de Parfums, markanın yaratıcısı ve kokuları tasarlayan parfümör Gérald Ghislain’in liderliğinde dolu dizgin ilerleyen, ve birkaç boş atış dışında hemen her parfümünü oldukça takdir ettiğim bir marka.



Parfümerilerde de çok takdir ettiğim ilginç bir sunumları var





Marka konsept olarak bir “Koku Kütüphanesi” yapmak üzere yola çıkmış ve ilk serideki parfümlerinin isimleri bir yıl ve tarihi bir kişilikle özdeşleştirilmiş halde.





HdP sevgimi başlatan ilk parfümü 1725 olmuştu, ve bu tarih de birinin doğum günü. Ünlü çapkın Giacomo Girolamo, yani herkesin bildiği ismiyle Casanova’ya adanmış bir koku.

1725, ilk sıkıldığında lavanta destekli, hafif tatlı narenciye notalarıyla açılıyor. Koku aslında tam bir joker, hem fujer janrına selam çakan bir erkeksi havası, hem de naif bir tatlılığı var. Açıkçası Ghislain çok iyi bir iş başarmış

Orta notalarına geçtikçe eski kafa fujerlere teğet geçen hafiften bir bitkisellik kendini göstermeye başlıyor. Bu, pudralı tatlılığını da hiç terk etmeden yapılan bir geçiş.

Tenden uçmaya yakın saatlerinde ise vanilya ve badem ile tatlı bir veda yapıyor, ancak kesinlikle bayık bir tatlılığı yok, dediğim gibi tüm sivrilikleri törpülenmiş ve üzerinde iyi çalışıldığı belli bir parfüm 1725.


1725 bence dünyanın en iyi erkek parfümlerinden biri olan Invasion Barbare’a da bir hayli benziyor. 

Özetle şık narenciyeler, hafif bitkisellik, ve bir tutam vanilya şeklinde ilerleyen, kimsenin kolay kolay beğenmedim diyemeyeceği 1725, hafif çekingen aurası ile de tam bir ofis parfümü.

Modern erkek parfümü nasıl olur dersini veren Invasion Barbare ve 1725 ile fark yaratacağınızdan emin olabilirsiniz.

Koku: 9 Kalıcılık: 7 Farkedilirlik : 7 Genele Hitap: 8



23 Haziran 2014 Pazartesi

Dolce Gabbana The One Gentleman



Çıkış Yılı: 2010
Tasarım: Bulamadım

Üst nota: Biber, Lavanta
Orta nota: Tereotu, Kakule
Dip nota: Vanilya, Paçuli

Dolce Gabbana'nın kadınlı erkekli The One serisinden bir flanker olan Gentleman, ferah-baharatlı bir parfüm.

Aslında Gentleman, çok az vanilya içeren bir paçuli parfümü, ancak misal Chanel Coromandel gibi bir tatlı-paçuli örneğini koklayanlar, kalite farkını rahatça anlayabilecektir.



Özellikle orta notalarında Gucci Envy esintileri hissettiğimi de söylemeliyim. Berbat değil, ama pek de tavsiye edebileceğim bir yanı yok. Kokusunu beğenseniz de performansı yok. D&G, designer parfümcülüğün son yıllardaki gidişatı olan reklama ve markaya oynayan bir parfüm daha çıkarmış, bu kadar.

Belki iyi bir koku piyasaya sürmeye çalışmak yerine Matthew Mccounaghey'li reklama para dökmek daha avantajlı, bilemiyorum.

Raf markalarından, oldukça yapay, sıkıcı ve unutulmaya mahkum bir parfüm daha.


Koku: 5 Kalıcılık: 6 Farkedilirlik: 6

Tavsiyem bahar ayları, yerinde dozajlamayla ofis ortamlarında da kullanılabilir.

28 Mayıs 2014 Çarşamba

Mont Blanc Individuel



Çıkış Yılı: 2003
Tasarım: Pierre Bourdon

Üst nota: Ananas, Kişniş, Tarçın, Ardıç, Nane, Tarhun
Orta nota: Portakal çiçeği, Yasemin, Sardunya
Dip nota: Amber, Sandal, Misk, Böğürtlen, Vanilya

Kalem, saat gibi ürünleriyle tanınan lüks markası Mont Blanc'ın tabi ki parfümleri de mevcut, ancak genel olarak popüler isim yapan bir kokusu henüz mevcut değil.

Kouros, Cool Water gibi klasiklerin burnu Pierre Bourdon'a yaptırdıkları bu parfüm, zengin nota ağacına fazla vurguda bulunmadan, aslında tamamen gene eski bir klasik olan Joop Homme'a bir saygı duruşu.

Joop Homme'un koyu ve boğucu havası-tatlılığı, 2000liyıllarda dünyanın artık aldığı yeni hal olan insanların biraz daha kabuğuna çekilme eğilimi sonrası, tabi ki bu parfümde kırılmış. Ortaya adeta bir Joop Light çıkmış.

Bu koku Creed'in de dikkatini çekmiş olsa gerek ki, 2005 çıkışlı Creed Original Santal ile Mont Blanc Individuel birbirlerine bir hayli benziyor. Yani gene Pierre Bourdon, gene birbirlerine benzeyen Creed ve endüstri kokuları (önceki de meşhur Cool Water - Green Irish Tweed ilişkisi)

Çok dikkatli ve parfümlere çok ilgili kişiler haricinde Creed Original Santal ile keskin bir şekilde ayırt edilebileceğini düşünmüyorum.

Gençlere çok iyi gideceğini düşündüğüm bu kokuyu dış mekan, ilkbahar ve fazla sıkılmaması şeklinde kullanım öneriyorum.

Joop'un nasıl koktuğunu herkes biliyordur ancak kısaca hafif baharatlar ve kırmızı meyveler şeklinde özetlenebilir. Dolayısıyla Individuel de meyveli, tatlı-baharatlı bir koku.





Koku: 7 Kalıcılık: 7 Farkedilirlik: 7 Genele Hitap: 7



6 Kasım 2013 Çarşamba

Annick Goutal Nuit Étoilée


 


Çıkış Yılı: 2012
Tasarım: Isabelle Doyen

Üst nota: Limon, Portakal, Nane
Orta nota: Sibirya çamı, Köknar reçinesi
Dip nota:Ölmez otu (immortelle), Melek otu, Tonka

Annick Goutal, niş pazarda nispeten uygun fiyatlı ve işine saygı duyan, kendine has kokuları olan bir marka. Erkekler için özellikle Hadrien ve Eau du Sud isimli parfümleri çok tutulur.

İnceleyeceğim parfüm Nuit Etoilée'nin ismi, V.Van Gogh'un aynı adlı tablosundan esinlenilmiş


Yıldızlı Gece

Firma kokunun pazarlamasını "vahşi doğada geceleyin yapılan bir gezinti,  ayağınızın altında çam kozalaklarının kırılıp otların hışırdaması, yerdeki ağaç dallarını kırıp reçine kokularını derin derin içe çekmek, ay ışığı altında yere uzanıp dünyada tamamen yalnızmışcasına yatmak" şeklinde yapmış, bakalım.

Öncelikle bu tip bir iddiada bulunmak için ciddi bir çam ve reçine aroması kullanılması gerektiğini düşünüyorum, bu da parfümü maskülen ağırlıklı bir odunsu parfüme dönüştürebilir. Halbuki koku tamamen unisex.

Üst notalarındaki narenciye ve nane aromalarını ben gayet başarılı buldum. Artık iyice yayılmaya başlayan tuvalet ve yaş zemin ferahlığı limon kullanımı yerine burnu hiç gıcık etmeyen tertemiz bir kullanım var. Normalde parfümde nane kullanımını da pek sevmem, ipin ucu biraz kaçınca olay diş macununa döner çünkü.

Nuit Etoilée'deki nane kullanımı üst notalarda olmasına ve uçucu bir aroma olmasına rağmen parfümün son anlarına kadar kendini hissettiriyor, hafifçe bir nane hep orda.

Bir yarım saat geçip orta notaları, yani asıl iddia olan çam-reçine tarafı ortaya çıkmaya başladığında parfümün bana verdiği his direk şu, hani böyle kar yağmıştır ve soğuğu acayip kırmıştır, gece kartopu oynamaya çıktığınızda sakin, bıçak gibi kesmeyen bir serinlik vardır.Hatta görsel olarak hissiyat da şu;




                                                                            ya da şu;




                                                                          ve son olarak





Şimdi parfümde ciddi çam-reçine sevenler burdaki kullanıma yüksek ihtimal "bu mudur?" diye burun bükecektir. Ancak Annick Goutal parfümleri ağırlıkla böyle, naifler. Yani o kadar dediğinden bu kadar çıkıyor.

Diplerindeki nebatati koku olarak fazla tanımıyorum, ancak domatesin bitkisiyle birleştiği yerdeki yeşil tarafında bir koku vardır, ona benzer bir halleri var.

Biraz marketingini yemiş olabilirim ancak gerçekten fotolardaki hissiyatı bana verdi. Serin bir gece. Havanın ne sıcak ne soğuk olduğu günlerde gayet beğenerek kullanıyorum







Ha bu arada Annick Goutal şişe tasarımını değiştirdi.




Koku: 8 Kalıcılık: 7 Farkedilirlik: 7 Genele Hitap: 8

29 Mart 2013 Cuma

Dolce & Gabbana Light Blue









Çıkış Yılı: 2007

Tasarım: Alberto Morillas

Üst nota:  Mandalina, Ardıç, Greyfurt, Bergamot
Orta nota: Biberiye, Gül ağacı, Seçuan biberi
Dip nota: Misk, Meşe yosunu, Tütsü


Freşli akım erkek parfümlerinin en çok konuşulanlarından olan Dolce & Gabbana Light Blue, firmanın “benim de bu alanda kokum olsun” saikiyle yola çıktığı bir proje olsa gerek. 

Projenin başına da popüler freş koku yapmayı iyi bilen Alberto Morillas’ı getirmeleri de bunun bir göstergesi. Hoş, adam aynı kokuyu bir sene sonra bir de Versace’ye sattı iyi mi...(Versace pour Homme – 2008)

Neyse, piyasada artık eskimiş Acqua di Gio’dan beri bu tip narenciyeli temiz FİREŞLİ kokulara talep gayet bol olduğu için firmalar bu alandan vazgeçmiyor ve kokular birbirine oldukça benzese bile fütursuzca piyasaya sürülmeye devam ediyor. Ülkemizde de bu tarz gerçekten seviliyor.

Koku basit, yapaylık var ama aşırı rahatsız edici değil. Bahar-yazlık-ofislik.  Uç noktaları olmadığı için genel kullanımda herkes beğenir, ilgi de çeker.

Üst notalar zaten anladığınız üzere fiks,  narenciyeler artı ardıç hep iş görüyor bu alanda. Bir yarım saat içersinde sakinleşince hafif hafif Bulgari tarzı biberler ortaya çıkıyor ancak pek de kuvvetli değiller. 

Hele dip notalarda açıklanan bence tamamen şaka,  meşe yosunu, tütsü vs. direk yok.
Aslında Gio tarzı bu tip kokuların ana hammaddesi (yanılmıyorsam) Hedione denen aromakimyasal olduğu için kokuları birbirine benzetmeniz de gayet normal.

Aynı tarzdan başka bir koku olduğu, alanına yeni hiç bir şey katmadığı için, unutulmaya mahkum. Hatta şöyle söyleyeyim, Light Blue kadın versiyonu kendi çapında gayet başarılı bir kokuyken bunda böyle sıradanlığa gitmeleri ilginç.

FiFi Award Fragrance Of The Year Men`s Luxe 2008 ödülünü alması da ödülü veren kurumun ne kadar ciddiye alınması gerektiğini gösteriyor. 

Dolce & Gabbana, Dunhill, Escada, Gucci, Hugo Boss ve Lacoste parfümlerinin hepsinin bir dev firmaya ait olduğunu biliyor muydunuz? 

Koku: 6 Kalıcılık : 6 Farkedilirlik: 6 Genele Hitap: 7



 

27 Şubat 2013 Çarşamba

Joop! Nightflight





Çıkış Yılı: 1992
Tasarım: Bulamadım

Üst nota: Limon, Bergamot, Kişniş, Ananas
Orta nota: Gül, Yasemin, Sardunya
Dip nota: Sandal, Amber, Misk

Kalıcılık bombası Joop parfümlerinden mağaralardan çıkmış eski bir koku olan Nightflight'ı değerlendirelim.

90lar başlarındaki "freşli" erkek kokuları akımının atababalarından olan Nightflight, hafif meyveli, çiçeksi rahat bir parfüm. Ancak koku üzerindeki ana algım tam bir ALMANCI kokusu olması. Evet nerden geliyor bilmiyorum ama bu parfüm hava atmaya meyilli bir almancı gibi kokuyor. Klasik aftershaveleri biraz andıran kokusu, Türk halkının marka parfüm kullanmaya başladığı yıllardaki Brüt minvalindeki kokuları andırıyor.

Üst notalarındaki ananastan gelen meyve patlaması parfümün tümüne hakim olmakla beraber, orta notalarında bu hava yavaş yavaş yumuşayıp hafif çiçeksi tonlara doğru ilerliyor. Ancak diyeceğim şudur ki bu parfüm sentetikliğin kitabını yazmış bir kimyasal. Doğal bir kokusu kesinlikle yok. Genel olarak rahatsızlık verici çok ilginç bir havası var, parfüm olarak üzerimde taşımak istemem.

Diplere doğru klasik bir erkek lavanta kolonyası haline dönüşmekle beraber, Nightflight'ın havası aromatik freşli.

Tam bir Joop! a yakışırcasına kalıcı ve farkedilir, ancak ben bu tende kalan sabunsu-lavanta kokuyu hiç beğenmedim, sıkıntı verdi.





Koku: 5 Kalıcılık: 8 Farkedilirlik: 8 Genele Hitap: 6





10 Ekim 2012 Çarşamba

Hermés Concentré d'Orange Verte





Çıkış Yılı: 2004

Tasarım: Jean-Claude Ellena

1979 yılında çıkmış bir Hermés klasiği olan Orange Verte'in 2004 yılında piyasaya sürülen bu versiyonu, koku karakteristiğini başarılı bir şekilde taşıyıp aynı zamanda güçlendiren bir parfüm.

İlk kokunun en önemli handikapı performansının çok düşük olup sürekli tazeleme istemesi iken bu versiyonunda sorun kısmen de olsa çözülmüş durumda. Gene de bu taze citrus kokudan fazla bir kuvvet beklemek hata olur. Tene yakın kalıp 4-5 saat içersinde de yok olmaya yüz tutuyor.

Yeşil portakal konsantresinin yapısı isminde vaadettiği gibi, yemyeşil bir havayla süslenmiş, ağırlıkla portakal, fesleğen ve paçuliyle kaplı bir koku.

Portakalın meyvesi değil de daha ziyade dalı yaprağı gibi koktuğunu söylemeliyim, o hafif acılık ve sertlik mevcut.

Klas ve taze bir beyefendi kokusu olması dışında söylenecek çok fazla bir yanı olmamakla beraber, kendine has hoş kokusunu her parfümseverin denemesi gerektiği kanaatindeyim.  Bahar-yaz ve ofis kullanımı için uygun, ancak dediğim gibi hoş bir tazeleme hissi dışında bir parfüm performansı beklerseniz yanıltır.

Rahatlatıcı etkisiyle ortam kokulandırılmasında bile kullanılır, ancak Hermés fiyat seviyeleri buna pek uygun değil.

Şunu da eklemeliyim ki her ne kadar hoş bir portakal kokusuna sahip olsa da genel iyi davranışlar yerine birbirini çekemeyen, habis ve mutsuz insanlarla dolu bir ülke olduğumuzdan kelli çevrenizde koklayanların ezici bir çoğunluğu "bu ne ya kim kolonya sürdü" diyecektir, citrus kokularla ilgili ülkemizde malesef genel algı bu.

Şahsi kullanım için deneyip almakta fayda var.


Koku: 6 Kalıcılık: 6 Farkedilirlik : 7 Genele Hitap: 6

13 Eylül 2012 Perşembe

Voyage d'Hermés





Çıkış Yılı: 2010


Tasarım: Jean-Claude Ellena


Üst nota: Limon, Kakule
Orta nota: Çay, muhtelif baharat ve çiçek notaları
Dip nota: Vetiver, Misk, odunsu notalar



Hermés'in son dönem parfümlerinde ağırlıkla imzası olan Jean-Claude Ellena'nın tarzı bu tip parfümlerde biraz belli. Transparan, hafif narenciye ve odunsu notalar içeren iso-e-super aromakimyasalının etkisi altındaki minimalist kokular. Tarz bu şekil olduğu için bu da unisex olarak pazarlanıyor, ancak bence erkek kullanımına daha yakın.


Voyage d'Hermés de bu minvalde bir başka daha parfüm. Açıkçası çok ilgi çekici veya sordurtacak bir yanı yok, bir başka Ellena deneyimi daha şeklinde edinilip kullanılabilir. Zararsız, kendi halinde bir ten kokusu.






Şu şekilde ilginç bir şişesi var. Üzengiden esinlenmiş galiba.







İlk sıktığımız anda yüze çarpan etki acımsı bir limon kokusu, iki üç dakika içersinde yumuşayana değin rahatsız bile olabilirsiniz keskinliğinden, o yüzden kapalı ve dar bölgelerde sıkmanızı-denemenizi tavsiye etmem, biraz açık hava istiyor. Hafif hafif giren baharatlar da bu vuruculuğu zamanla yumuşatıyor.

Orta notası ve geneli direk iso-e-super etkisi altında, bu molekülü bol kullanan kokularda ortak noktayı şıp diye tanıyacaksınızdır zaten. Biracık Terre light şeklinde kendini hissettiriyor bu aralarda.




AT



Dipleri de hafif odunsu beyaz miskler ile dolu. Limonlu-odunlu-beyaz miskli-hafif baharatlı bir çay. Fazla vukuatı olmayacak sakin bir parfüm. Bazen Prada Amber gibi mesela basit, düz ve temiz kokmak isteyebilirsiniz. İşte o anlar için bir parfüm Voyage.

Parfüm meraklısı ve Ellena takipçisi iseniz belki, ama bu işi daha iyi yapan bir Bulgari pour Homme, Prada Amber vs. varken tavsiye etmem.

Koku: 6 Kalıcılık : 6,5 Farkedilirlik: 6,5 Genele Hitap : 6


17 Temmuz 2012 Salı

Comme des Garçons Vettiveru



Çıkış Yılı: 2002


Sıradışı parfümleriyle tanınan Japon modaevinin genel kullanıma nispeten hitap eden “basic” serisinden sonra “cologne” serisi de klasik eau de cologne formatına selam durmak suretiyle, koklayanların çoğunun beğenebileceği bir yapıda.





Citrico, Anbar ve Vettiveru isimli kokulardan oluşan bu seride, hakkında yazacağım koku Vettiveru.


İsim tabi tahmin ettiğiniz gibi parfümlerden aşina olduğumuz Vetiver aromasından geliyor. Vettiveru ise direk Japoncası olabilir veyahut ince bir espri olabilir diye düşünmekteyim. Anime izleyenler veya playstationda eski winning elevenları oynayanlar bilir, Japon kardeşler İngilizce vs. kelimeleri kendilerine has telaffuzlarıyla Japoncalaştırır.


Kokusuna gelirsek, doğal olarak Vettiveru’dan bir vetiver kokusu beklemeniz hakkınız, ve kendisi de bu hakkı veriyor. Ancak temiz-hafif bir vetiver kolonyası yapalım geçelim denmemiş ve üstünde çalışılmış bir parfüm olduğunu, içerdiği çok dengeli çiçek ve narenciye notalarından hissediyorum. Özellikle yasemin ve gül doğala çok yakın kullanılmış.


Ek olarak aldığım kokular da bergamot, sedir ve neroli. Fazla sıkıp boğucu olması imkansıza yakın, rahatlatıcı ve temiz bir kokusu var. Andıracağı parfümler Paul Smith Story ve Encre Noire’ın son demleri ve biraz Mugler Cologne olabilir. Ama Mugler Cologne gibi duş sonrası ferahlı/sabunsuluğu değil de topraksı olduğu ve çiçek aromaları içerdiği için daha zengin bir parfüm Vettiveru.


Gayet güzel kokmasının yanında tam bir fiyat/performans kokusu olduğunu da söylemeliyim. 125 ve 500 ml şeklinde satılıyor. Belki sıkılırım ederim derseniz 500 ml liğini almayın ancak 125liğini yurtdışında görürseniz muhakkak alın. 125liği 40 euro, 500lüğü de 80 euro civarı bir fiyatı var. Cologne ismini de küçümsemeyin, gidişatı normal bir parfüm gibi.


Kokusuyla, fiyatıyla, performansıyla cidden ders gibi parfüm, maşallah diyorum, ben tatmin oldum. Deneyiniz.


Koku: 9 Kalıcılık: 7,5 Farkedilirlik: 7 Genele Hitap: 7






28 Haziran 2012 Perşembe

Yves Saint Laurent l'Homme Libre



Çıkış Yılı: 2011
Tasarım: Olivier Polge - Carlos Benaim

Üst nota: Bergamot, Muskat, Yıldız anason
Orta nota: Fesleğen, Biber, Menekşe
Dip nota: Paçuli, Vetiver

Yves Saint Laurent'in nispeten başarılı olan l'Homme, pek sevmediğim la Nuit de l'Homme parfümlerinin üzerine serinin bir diğer kokusu olan l'Homme Libre - özgür adam - hafif ve sportif bir parfüm.

İlk sıkıldığı anda, serinlik ve rahatlatıcı duygular uyandıran, biber kullanımı sayesinde hafif bir sertliğe sahip ancak transparan yeşil notalar - özellikle fesleğen - ile ferah bahar/yaz kullanımı kıstasına uygun bir parfüm olduğunu gösteren biri l'Homme Libre.

Bu ferah etkiyi 10 dakika içersinde attıktan sonra aslında kendisinin parfüm sanatına yeni bir şey katmayan, standart sportif bir parfüm olduğunu görüyoruz. Genel karakteri, hoş ve rahatsız etmeyen bir yapıda, ancak ısrarla söylemeliyim ki zayıflığı çok ciddi bir problem. Normalde standart parfümü kullanımı 4-5 fıs olan bendeniz, (1 ml takribi 12 fıs olduğunu düşünürsek) bir ay içersinde 30 ml sini bitirdim. Kullanımı keyifli ve ferahlatıcı, ancak cidden çok zayıf.

Bu minvalde parfüm değil, anlık bir ferahlatıcı, bir deodorant olduğunu söylemekte pek de beis görmüyorum.

Genel koku karakteri olarak da Kenzo eau'larını andırıyor. Nihayetinde biraz gereksiz bir parfüm, ben şahsen Yves Saint Laurent'a yakıştıramadım. Bahar/yaz aylarında kapalı mekan ve ofis alanlarında bol uygulama şeklinde kullanılabilir. Yaş grubu olarak da yediden yetmişe diyorum.

Koku: 5 Kalıcılık: 4 Farkedilirlik: 5 Genele Hitap: 7

Bu seriden de denediklerimden iyiden kötüye bir beğeni sıralaması yaparsak;

L'Homme > La Nuit parfum > Libre > La Nuit > Frozen



27 Mayıs 2012 Pazar

Eau de Cartier

Çıkış Yılı: 2001
Tasarım: Christine Nagel

Üst nota: Bergamot, Yuzu, Kişniş
Orta nota: Lavanta, Menekşe
Dip nota: Misk, Paçuli, Sedir, Amber

Mücevherat devi Cartier'nin, Pasha'dan sonra blogdaki ikinci incelemesi olacak olan Eau de Cartier, uniseks bir parfüm.

Koku notalarından görülebileceği gibi, uniseks önkabullerine de sadık kalacak şekilde, tazeleyici, koklayan herkesin ilk etapta hoşuna gidebilecek bir eser. Üst notalarındaki güzel aroma Japon Yuzu mandalinası bu tarz kokulara ilk andaki o çekiciliği iyi bir şekilde katıyor diye düşünüyorum. Buraya kadarki kısmı tamam, hafif maskülen dokunuşlu klasik bir edc.

Ancak Eau de Cartier on dakika içersinde orta notalarına inmeye başladıkça ortaya çıkan çiçekleri haddinden fazla kadınsı ve can sıkıcı bulduğumu söyleyebilirim.

Diplerinde ise odunsu yanını göstermekten çekinmiyor, özellikle sedir ve paçuli bu kısımlarda etkili. Tabi ki bu ufak dokunuşlar parfümün genel havasını değiştirmeye veya üste çıkmaya yeterli değil.

Tendeki hissiyatı temizlik, tazelik ve rahatlama olarak özetlenebilecek ve transparan yapısıyla bir J.C. Ellena işini andıran parfüm, kendisine referans olarak gösterebileceğim Hermes - Un Jardin sur le Nil'in yanında geri planda kalıyor. Nil varken bu parfüm gereksiz diye rahatça iddia edebilirim.

Bence bir duş jeli kokusu olmaya ideal, çok sakin ve sıkıcı yapısından dolayı kendisiyle aramız iyi değil. Genç hanımlara daha çok yakıştırıyorum.

Koku: 5 Kalıcılık: 6,5 Farkedilirlik: 6,5 Genele Hitap: 6

19 Mayıs 2012 Cumartesi

Dior Homme Sport

Çıkış Yılı: 2008
Tasarım: François Demachy

Üst nota: Limon, Bergamot, Greyfurt
Orta nota: Sedir, Zencefil, Vetiver
Dip nota: Sandalağacı, Biberiye, Lavanta

Dior Homme ve Intense ile birlikte yeni çağ Dior erkek kokuları ailesi arasına katılan Homme Sport, hafif baharatlı bir narenciye kokusuna sahip yazlık bir parfüm.

Parfümün üst notaları taze ve sulu bir greyfurt-limon kombosu ile patlamakla birlikte, bu narenciye aromalarına ilk beş dakikadan itibaren eşlik etmeye başlayan ve dibine kadar kokunun karakterinde kuvvetli rol oynayan zencefil notası aslında başrolde. Yani parfümde zencefil kokusu sevmiyorsanız aslında denemeye bile lüzum olmayan bir koku Dior Homme Sport.


Yazlık bir koku olarak kendinden bekleneni yapıyor aslında, ferahlatıcı ve baharatlarla süslenmiş bir narenciye kokusu şeklinde devam eden bir performansı mevcut, ancak bu his için bir Dior'a mı lüzum var, zencefil kokusuna yaklaşımınız nasıl ve diğer yaz kokularıyla aranız, bu parfümün seçiminde önemli kriterler.

Parfümde dikkat çekici bir nota geçişi algılayamadım, kendimi tekrarlıyor olacağım ama greyfurt ve zencefil parfüme öyle bir damga vurmuş ki, diplerdeki hafif biberiye aroması dışında başka bir şey bulabildiğimi söyleyemem.

Ancak gene de gençlerin severek kullanacağına inandığım, (hafifçe sıradanlığı olsa da) standartların bir tık üstünde olabilecek bir yaz parfümü.

Eğer parfümü alırsanız ve normal koku sıkma alışkanlığınız 2-3 fıs ise, Dior Homme Sport için "kokmuyor bu" deme olasılığınız var. Kuvvetli zencefil dışında rahatsız edebilecek herhangi bir yanı olmadığından dolayı 10-12 fıs, hatta Dior Homme serisinden şişe kullananlar bilecektir, serinin tüm spreyleri çok yumuşaktır, yarım fıslarla tüm vücudu kaplayacak şekile bir body splash olarak bile kullanılabiliecek bir parfüm.

Özetle, Dior Homme Sport kötü değil, kullanılır, ama nasıl diyeyim bir Christian Dior ürünü kullandığınızı hissetmiyorsunuz.

Ralph Lauren, Calvin Klein ve Gucci ile birlikte parfüm dünyasındaki genel gidişat hakkında da yavaş yavaş endişe duymaya başlatacak kokulardan biri aslında. Sanırım gidişat artık "eh güzelmiş-eh işte" dedirten, vasatın üstüne ender çıkabilen, Jude Law, Nicole Kidman, Scarlett Johansson vs. reklamı koyarak piyasa çalmaya çalışarak kaliteyi fazla gözetmeden milyonlarca şişe üretilmiş kokulara doğru.

Günde 15 fıs sıkarak şişeni bitireceğim Dior Homme Sport, bay bay.

Koku: 6 Kalıcılık: 6 Farkedilirlik: 6 Genele Hitap: 7



8 Mayıs 2012 Salı

Prada Infusion d'Homme



Çıkış Yılı: 2008
Tasarım: Daniela Andrier

Üst nota: Neroli, Süsen
Orta nota: Sedir, Vetiver
Dip nota: Benzoin, Olbanum


İtalyan lüks giyim firması Prada'nın parfümlerinin de sadık bir kitlesi mevcut. Stil ve şıklığı klas bir biçimde birleştiren firmanın erkekler için çıkardığı bu parfüme bir göz atalım.

Bu parfümde nota değerlendirmesinden ziyade hissiyatı üzerine konuşmak daha sağlıklı olacak diye düşünüyorum. Infusion d'Homme çok lüks bir sabun kokusu. Kullanıcıya temizlik ve ferahlık hissini vermekte oldukça başarılı. Bir parfümden ziyade duruş olarak da özetlenebilir, zira kokunun zihinde canlandırdığı, en güzel kullanımı bu olur dedirten yanı sakız gibi beyaz, ütülü bir gömlek.

Parfümünde derinlik ve farklı yanlar arayanlaraın denemesine bile lüzum olduğunu düşünmüyorum, genel gidişatı temizlik hissi olan portakal çiçekleri, sedir, hafif odunsular şeklinde performansını devam ettiren bir koku. Sade bir şıklığı mevcut ve kokusu sıkıcı bile bulunabilir.

Günlük, ofis-kapalı alan kullanımına çok uygun, 7-8 saat boyunca yeni duş almış gibi kokmak istiyorsanız parfüm cidden bunu sağlıyor.

Bahsettiğim gibi çok özel bir yanı yok, varsa kullanılır, yoksa aranmaz, ancak bu şekil bir konsept kokuyu arayanlar için ideal seçimlerden biri diyebilirim.

Koku: 7 Kalıcılık: 7 Farkedilirlik: 6,5 Genele Hitap: 7


28 Nisan 2012 Cumartesi

Ralph Lauren Big Pony #1



Çıkış yılı: 2010
Tasarım: Yves Cassar

Açıklanan notalar: Misket limonu, Greyfurt ve Meşe

Bir firma parfüm işini nasıl ve niye boşlar? Ticari kararlar ve trendler diyebilir miyiz? Polo serisi, Safari, her ne kadar koklamamış olsam da çokça övülen Crest gibi modellerden sonra Ralph Lauren neden bu hale geldi acaba?

Cevabı büyük ihtimal maliyet düşürme, genele yayılma ve konumlandırmayla ilgili olsa gerek. Gucci desek, Envy, Gucci pour Homme ve pour Homme II'den sonra çıkardığı, ya da Tom Ford dönemi sonrasında diye de özetleyebileceğimiz dönemde çıkardığı saçmalıklar, Calvin Klein desek In2U serisinden sonra Shock ile hafifçe şaşırtsa da geldiği nokta, ve diğer designer house'ların geldiği seviye, gerçekten ilginç.

Serinin gelişigüzel denediğim modelleri arasından, tek detaylı olarak inceleyeceğim parfümü olan Big Pony 1, klasik bir akuatik, herkes beğensin parfümü. Cool Water olsun Acqua di Gio olsun, bu öncülerden sonra bu havanın o kadar ekmeği yendi ki, Big Pony neden yemesin? Hatta firmanın kendisi Polo Blue halen satıştayken böyle bir parfüm çıkarması? Neyse diyelim devam edelim :)

Burda genel parfüm fiyatları seviyesinde satılmasına takılmayalım, koku yurtdışında ucuz, gayet standart, bin kere yapılmış, hafif odunsu bir akuatik. İlk sıktığımızda bu tip kokulardan gelen klasik bir ardıç ve narenciye kombosu ortaya çıkıyor. O kadar sıkıcı ve klasik ki ortası dibi cidden yok, Leto internette bakmış notaları bulamamış demeyin, cidden yok :) Diplere doğru hafif misk ve odunsu aromalar geliyor o kadar.

Seri parfüm sanatı adına bir utanç, D&G Antoloji serisinden bile kötü. Kimseyi rahatsız etmeyelim, freş koksun minvalinde sıradan bir parfüm.

Koku: 3 Kalıcılık :6 Farkedilirlik: 6 Genele Hitap: 7